MAKALE
Giriş Tarihi : 15-12-2022 11:36   Güncelleme : 22-12-2022 11:01

Bülent Acun Yazdı: Esenlikler ülkesinden izler ve izlenimler..

Bülent Acun Yazdı: Esenlikler ülkesinden izler ve izlenimler..

İbrahimi davete, Muhammedi icabetin ibadeti için buradayım.

Gelinecek en mukaddes yerdeyim.

Gidilecek en muazzez yerdeyim.

Görülecek en mübarek yerdeyim.

Girilecek en emin yerdeyim.

Buralar, iki cihan güneşinin etrafındaki yıldızlarıyla birlikte bütün dünyayı nurlandırdığı yerler.

 

Buralar edeple girilecek, gönül gözüyle görülecek ve uğruna canlar verilecek mübarek diyarlar.

İşte şu  Mekke dağlarında yankılanan ses Hz.Bilal’in sesi.

Gönüllerden taşarak yüzlerde ve gözlerde parıldayan sevinç İslam’ın neşesi.

Burası Asr-ı saadet diyarı,esenlikler ülkesi.

Burası Mekke,Fatihler Fatihi’nin,fetihler fethi’ni  gerçekleştirdiği mükerrem şehir.

 

Şurası Kabe;göremiyenlerin hasretiyle yandığı görenlerin etrafında aşk ile döndüğü kıblegahımız, karargahımız, ulu dergahımız.

Hemen şurası Safa,Merve arası; zemzem, hareketin bereketi, Hz.Hacer annemizin kabul olmuş duası.

Karşımızda hicretin sembolü Sevr, hicretle başladı, yeni bir devir.

Yanı başımızda Hira; Muhammed’ül Emin’in Rahmetelil Alemin olduğu Kur’an’ın indiği, İslam’ın yükseldiği, son Peygambere son kitabın ilk emrinin verildiği yer.

Arafat’tayız, marifetin ve mağfiretin menbaaındayız.

Veda hutbesinin okunduğu yerdeyiz. Rahmet Elçisi’nin 14 asırdır kalplere dokunduğu yerdeyiz. İşte Mina, İşte Müzdelife, ancak sadakat ve teslimiyet ile varılır hedefe

Alabilenlere bu mübarek toprakların verdiği mesaj şu:

‘’İbrahim ol, kurban et kurtul, İsmail ol kurban ol kurtul.’’

 

Burada taşladığın şeytanı, gaflete düşüpte gittiğin yerlerde alkışlama.

‘’Tepesine dağına,

Suyuna toprağına

Nurlu saadet çağına

Kurban olduğum şehir’’

diye haykırmak gelir içimden.

Dünya’nın her tarafından herkes ve her ses burada, şaşılacak bir şey yok çünkü merkez burada.

İhramlar içinde arşa yükselen telbiye nidaları, işte kalplerin ve ruhların gerçek gıdaları.

Bir an kendi kendime soruyorum, şu an neredeyim?

Evet, şu anda gökten rahmetin, bereketin ve mağfiretin yağdığı yerdeyim.

İmkansız olduğunu biliyorum, lakin bu mübarek diyarlarda anı dondurmak, zamanı durdurmak istiyorum.

Mekke, Medine arası, zahmetin rahmete, hicretin devlete dönüştüğü dersler ve ibretlerle dolu en sevgilinin kutlu yolu.

İslam’a kucak açan Hz.Muhammed’e(s.a.v) muhabbette ocaklaşan, ensar olup muhacirlerle kucaklaşan münevver şehir.

‘’Selam sana, selam Peygamber sancaktarı, Musab’a ve onun çağrısına gönülleriyle ‘’evet’diyen ensara’’

 

Medine bir gül şehri, bir gül nehri, bir gönül şehri.

Şairin: Gül alırlar gül satarlar

Gülden terazi tutarlar

Gülü gül ile tartarlar

Çarşı pazarı güldür gül’’

diyerek tarif ve tasvir eylemeye çalıştığı şehir işte bu şehrin ta kendisi.

Bu şehrin bağrında yatar alemlerin efendisi. İşte bundan dolayı bu münevver şehrin meftunu ve mecnunuyuz.

Rahmet elçisinin (s.a.v) mescidinde ve Ravza-i Pakindeyiz. Canlar canının, sultanlar sultanının, imamlar imamının huzurundayız. Onun huzurunda olmanın huzurunu anlatmaya kifayet edecek kelimeler henüz hiçbir dilde mevcut değil.

Aslında Nebiler nebisini ziyaret etmeye yüzümüz yok, suçumuz ve günahımız hayli çok. Lakin onun şevkat merhamet ve şeffatinden başka da kapımız yok.

Riayet edemesek de hakkıyla sünnetine ya Rabbi affet bizi Habibin hürmetine.

 

Gözlerden dökülen yaşlara eşlik eden dillerden dökülen salatü selamlar.  Onun hürmetine ‘’Ya Rab!’’cümlesiyle başlayan dualar. Bize emanet edilmiş selamları arz ederken hakkında yazılmış bütün naatları okumak geçiyor içimden.

Biliyorum kendisini ALLAH Teala’nın övdüğü  o yüce zatın,biz aciz ve günahkar  kulların övgüsüne ihtiyacı yok, fakat biz aciz ve günahkar kulların onu sevmeye ve övmeye ihtiyacımız çok.

Bu gelen senin aciz, günahkar bir ümmetindir Ya Resullullah!

Gariplere ve acizlere kucak açmak sünnetindir Ya Resullullah!

Birkaç dakika süren ziyaretim esnasında Nebevi iklim beni alıp halden hale, alemden aleme götürdü durdu.

Peygamberlik makamı ve Peygamberlerin dünyamıza getirdikleri ve dünyamızdan götürdükleri üzerine uzun uzun tefekkür etmeye çalıştım.

Peygamberler dururken insanlar kendilerine neden başka başka rehberler ararlar ki diye sormadan edemedim.

Gönderdiği peygamberleri, önderlerimiz kılan ALLAH Teala’ya hamdüsenalar olsun.

Aramıza, dünyamıza, gönlümüze, hayatımıza ve ufkumuza hoş geldin Ya Resullullah!

ALLAH’ın salat ve selamı üzerine olsun, dedim.

Huzurunda ümmetinden olduğunu hatırlamak beni hem umutlandırdı, hem de tir tir titretti.

Efendimizin Ravza-i Pakinde gerçekleştirmeye çalıştığım tefekkür müstakil bir yazının konusu olacak inşallah!

Evet, Mescid-i Nebi’nin yanıbaşında Hz.Ebu Talha’nın infak ettiği kuyusunun başındayız.

Kuyunun suyunu içemiyoruz fakat mesajını alıyoruz. Her kim ki en sevdiğini en sevdiği için infak eder, şüphesiz o kimse rahmeti ve cenneti hak eder.

An itibari ile Medine sokaklarında yürüyorum.

Aman Allah’ım sanki bir rüya görüyorum.

Temelleri takva üzere atılan Kuba mescidindeyim. Tarifi imkansız duyguların içindeyim.

Kıblenin değiştiği mescidde kıblemizin değişmemesinin duasındayım.

Hendek’te Sevgili Peygamberimizin ve Ashab’nın İslam’ı bugünlere taşıyabilmek için çektikleri darlık ve zorlukları derinlemesine düşünüyor Din-i Mübin-i İslam  için ödenmiş bedelleri tam ödendiği yerde hatırlıyorum.

Okçular tepesine varıyor, Uhud’un mesajını alıyor, bugün bizim okçular tepemiz acaba neresidir diye soruyorum. Bu meseleye hayli kafa yoruyorum. Okçular tepemiz imamesi kopmuş tesbih taneleri gibi paramparça olan İslam Alemi.

Okçular tepemiz, her geçen  gün kan kaybeden evimiz, ailemiz.

Okçular tepemiz, çalışılmış sorularla imanları çalınmak istenen gençliğimiz, geleceğimiz.

Evet, dün içinden geçen mübarek diyarların bugün içinden geçtiğimin farkındayım. Hakikate dönüşmüş bir hayalin şahidiyim.

Kabul edilmiş bir duanın mesruruyum.

Bugün mesruru olduğum bu kıymetli demlerin hakkını veremezsem yarın mesulü olacağımın bilincindeyim.

Bir anı bir ömre bedel o kutlu iklimde yaşamanın şükründen acizim.

Sonsuz kerem sahibi olan Rabbim bu güzellikleri bütün Mü’min kullarına tekrar tekrar yaşatsın Azizim.

YeniSöz

 

ZehraZehra

seyyidezehra@outlook.com