Hemen güneyimizdeki terör örgütlerini etkisiz hale getirmek için Irak ve Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirilen hava harekâtının olduğu günlerde televizyon ve gazetelere bir haber servis edildi. Söz konusu haber hem de görüntülü idi. Haberde ABD Özel Kuvvetler Komutanı Jeff Dennis’in PYD/ YPG’li teröristlerin sözde eğitimini tamamlamaları ardından düzenlenen mezuniyet töreninde boy göstermesi ister istemez ABD’nin teröristlere destek verdiğini biliyoruz ama böylesine açıktan bir desteğin verilmesi ve söz konusu haberin görüntülü olarak medyaya servis edilmesi ister istemez ülkemiz ve bölge ülkeleri için terör örgütlerinden çok ABD’nin tehdit oluşturduğu gerçeğini adeta gözümüzün içine sokarcasına aleniyete dökmüş olmaları dikkat çekicidir.
Bu noktada söz konusu eğitimin sona ermesi vesilesiyle kursa katılanlara ABD’li komutan tarafından diplomalarının verilmesi ve teröristlere hitabet yaptığı konuşmada, “Günaydın arkadaşlar. Bugün bana konuşma fırsatı verdiğiniz için mutluyum. Başarınızla gurur duyuyorum. Bu seviyeye gelebilmek için zorlu bir eğitimden geçtiniz. Başarılar diliyorum” sözleri de gösteriyor ki, teröristler ABD’li komutan için arkadaş mesabesinde. Ve bu teröristlerin başarısı onu mutlu ediyor. Konuşmaya bakınca sanırsınız ki bir terör örgütü mensuplarına kurs verilmemiş, ABD’ye ait bir eğitim merkezinden geçmişler ve ABD ordusuna katılıyorlar. Böyle olunca da ülkemiz ve terörden zarar gören bölge ülkeleri için öyle anlaşılıyor ki, öncelikli tehdit konusu olan ülke ABD. Bunun için de bölgemizde terörün temizlenmesi için ABD’nin bölgemizdeki elinin bir şekilde kırılması gerekiyor.
Bunun ötesinde gelinen noktada hiç olmazsa bundan sonra ABD ile birlikte olunan uluslararası örgütlerle de yan yana durulmaması gerekiyor. Söz gelimi bir yandan ABD ile birlikte NATO üyesiyiz ama NATO üyesi olan Yunanistan ülkemize karşı silahlandırılıyor. Öbür yandan aynı örgütte yan yana yıllardan beri mücadele verdiğimiz ABD, NATO üyesi ülkemize karşı teröristleri eğitiyor. Hâlbuki hep NATO’nun üyelerine yönelecek tehditler karşısında birlikte hareket edecekleri tekrarlanıp duruyor. Öbür yandan ya bir NATO üyesi ülke Türkiye’ye karşı silahlandırılıyor ya da ABD özel kuvvetlerince terör örgütleri oluşturuluyor ve bölge ülkelerine karşı bu örgütler kullanılıyor. Böyle olunca NATO konusunda şimdiye kadar tüm söylenenlerin yalan olduğunun görülmesi bir yana net olan bir başka husus ise uluslararası hukukun dikkate alınmadığını gösteren gelişmeler karşısında ABD ile bırakın aynı ortaklıkta bulunmanın sağlayacağı korumacılığı sadece içimizden düşmanlarımıza desteklerini sürdürüyorlar. Bu tavırlarından da vazgeçeceklerine dair bir gelişme görülmüyor. Öyle olunca da ABD eşkıyalığına karşı yeni adımların atılması gerekiyor. Bunun için ABD’nin dost bellediklerini dost bellemek yanlışından bir an evvel vazgeçilmesi gerekiyor. Çünkü eşkıyaların huzur diye bir hedefi olmaz. Onlar sahip oldukları gücü maddi çıkarlarını artırmaya kullanmaktan vazgeçecek değiller. Bu gerçek yüzlerce kez görüldü. Ancak, nedense sömürgecilere karşı hissedilen bağımlılık adeta hastalık haline gelmiş olacak ki, düşmanlar dost bellenmeye devam ediliyor. Kısacası, teröre açık destek veren ABD ile bu şartlar altında birlikte yürünemeyeceğine karar verip bunun için yeni bir dünya düzeninin kurulması yönünde harekete geçilmesi şart görülüyor. Çünkü ABD’nin ülkemize karşı düşmanca duygulara sahip olduğunu görmek için yazımın başında ABD’li komutanın sözlerinden yaptığım alıntı yeter de artar bile.
Milli Gazete
