Tanrı Yoksa İnsan Yok

Süveyda Güzel

11-09-2022 15:43

Akıl hiç şüphesiz insanı diğer canlılardan ayıran ve onu sorumlu kılan temyiz gücü, düşünme ve anlama melikesidir. Sözlükte mastar olarak “men etmek, engellemek, alıkoymak, köstek, bağlamak” gibi anlamlara gelir. 

Felsefe ve mantık da “varlığın hakikatini idrak eden, maddi olmayan fakat maddeye tesir eden bir cevher, maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve bunlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen güç” demektir. 

Yaşamın içerisinde, doğru ile yanlışı, kötü ile iyiyi ayırt edebilen güç olan akıl, bu yönüyle yaşama yön verme ve konumlandırmada önemli fonksiyona sahiptir. Lakin araçsallaşan akıl, hadsizce tabiata ve hemcinsine hükmetme noktasına gelince, tanrısallaşan insanı da araçsallaştırdı. Bu döngü onu, insan fıtratına, tabiat sistemine, hemcinsine yabancı, duyarsız ve hatta gaddar kıldı. 

Focualt’ın tespiti ile antroposentrik insan tasavvuru önce tanrıyı sonra insanı öldürdü.  En basit tanımıyla “makinenin buluşu” nu “Nietzche, aktif Nihilizm yaklaşımıyla esasında tanrı endeksli tüm insaf ritüellerini ortadan kaldırdı. Nietzche mantığı; bugün algı ötesi, bilişim teknolojisi ve biyoteknoloji ikilisi ile tanrı rolüne soyunmuşluk, insafsızlığı devam ettiriyor. İnsan aklına kutsallık atfeden seküler batı düşüncesi, bir tek kendi kendine yetebilenin Allah olduğunu unutup, kendine atfetti. En elzem olanıysa, bu ulaşılmaz zeka kapasitesini elite verirken fonksiyonsuz, işe yaramaz koca yığınlar oluşturdu.  Oysa David Hume’nin dediği gibi “akıl tutkunun kölesiydi.” 

Kosmos içerisinde, küreselecilerin inşa etmeye çalıştığı insan ve toplum modeli belli bir evreye gelmiş olacak ki, korona senaryoları belli paradigmalarla devam ediyor. 

Diyebiliriz ki insan ve insanlık hiçbir dönem olmadığı kadar her boyutuyla hakikate gebe görünüyor. İçerisinde insafı, merhameti, adaleti barındıran hakikati anlamak, haykırmak ve insanlara ulaştırmaksa, aklı kutsayanların kölesi olmakla değil, akıl melikelerini kullanmakla mümkün. Hakikat ve hakikatin insan yararına dönüşü, aklı kutsamaktan değil akletmekten geçer. 

“Andolsun ki biz, akleden bir topluluk için oradan “ibret alacak” apaçık bir ayet bıraktık.” Ankebut-33

DİĞER YAZILARI Yeryüzünün Lanetlileri... 01-01-1970 03:00 Sonra Geç Yarın Çok Geç Hemen Şimdi... 01-01-1970 03:00 Bir Garip Entelektüel Hümanist Anlayış... 01-01-1970 03:00 Çocukların Şehitliğe ihtiyacı Yoktur... 01-01-1970 03:00 Hükmedi̇lemeyen Zamanın Bir Hükmü de Yoktur 01-01-1970 03:00 Onur Ne Temsil Edilebilir Ne Devredilebilir... 01-01-1970 03:00 Söndürülmeyen Yangım Yayılır... 01-01-1970 03:00 Acı Hakikati Türetir  01-01-1970 03:00 Bir Filistin Bir İsrail Gerçeği... 01-01-1970 03:00 Akıllılar Bulun Birbirinizi... 01-01-1970 03:00 Boyun Eğdiğin Kadar Baş Kaldır… 01-01-1970 03:00 İklim/ Deprem ve İnsan 01-01-1970 03:00 Sen Hiç Üzülme... 01-01-1970 03:00 Kurban Ne Ola Ki 01-01-1970 03:00 Meryem'in Suskun Çığlığısın Sen... 01-01-1970 03:00 Hem Asi Hem de Kırılgansın Sen 01-01-1970 03:00 Su Yatakları Üzerine Kurulan Bir Şehir Malatya... 01-01-1970 03:00 Sadece Saniyelerle... 01-01-1970 03:00 Kalemim Düştü Kara 01-01-1970 03:00 Ya İmha Ya İnşa... 01-01-1970 03:00 Hiç Kedere Gark Oldun Mu? 01-01-1970 03:00 Anlam... 01-01-1970 03:00 İslam'da Evlilik Çağı ve Allah Resul'ünün Hz. Aişe ile Evliliği 01-01-1970 03:00 Bir İstanbul Seyahatinin İzlenimleri... 01-01-1970 03:00 İyi Niyetli Mi Olmak / İyiye Talip Mi Olmak 01-01-1970 03:00 Kadının Sıkıştığı Üç Gözlü Mengene... 01-01-1970 03:00